Hızla değişen zaman, insana dair her noktayı da aynı hızla değiştirmekte. Sosyoloji, psikoloji, teknoloji hızla şekil değiştirmekte. Bu noktada insan ile olan bağımızı yakalamak, bu hıza ayak uydurmakla mümkün olabilir. Kültür ve Sanat hayatımızın çok önemli bir yapı taşı olan ‘Sergi’ kavramının da bu değişime ayak uydurması gerekmektedir. Eseri eser yapanın, onun müellif ile olan bağı ve okuyucunun bu sürece dahil olması fikrinden yola çıkarak, tüm bu öğeleri okuyucusuyla, ziyaretçisiyle buluşturmak, o eserin anlaşılabilmesi için çok daha kıymetli. Türk Kültür hayatına yeni bir ivme kazandırmak gayesi ile, eseri katmanladırarak, onu, boyutlandırarak, insana ait 5 duyuya hitap edecek bir gerçekliğe dönüştürüyoruz. Özellikle çağ itibariyle, sosyal medyanın zaman yönetiminde çok büyük bir yer kapladığı tespitinden anlıyoruz ki; dikkat ve konsantrasyon süreleri kısaldı, okuma alışkanlıkları zorlanmaya başladı. O halde, okuyucuyu, izleyiciyi içine alacak bir dünya oluşturmak dikkati ve konsantrasyonu sabit kılacaktır. Teknolojiye köle olmak değil, ama teknolojiyi sanat ve kültür için istihdam etmek yolumuz. Özellikle Z Kuşağı için bir cazibe merkezi olan teknolojiyi yerinde ve doğru doz ile kullanmak hem onların alakası için hem de teknolojinin faydalı kullanımı için önem arz etmekte. 2023 senesinde aldığım “Yılın Dijital Küratörü” bu yaklaşımımızın önemli ve haklı olduğunu bizlere gösterdi. 2023 senesi Necip Fazıl’ın vefatının 40., Büyük Doğu Mücadelesinin 80. Yılı olması sebebiyle iki önemli kavşağın birleştirdiği bir sene. Bu sebepledir ki; onun hem hayatının hem de mücadelesinin birleştiği “Sakarya Türküsü” üzerinde çalıştık. Şiirin yazılış hikayesinden yola çıkarak, bir tren maketi hazırlıyoruz. 1949 İstanbul-Ankara treninde yazılan bu destan, hem Necip Fazıl’ın sosyolojik ve felsefik olarak cemiyete yaklaşımını ortaya koyar, hem de modernizm buhranından çıkış reçetesini yazar. Şiirin temel fikrini anlayabilmek, edebiyatın yanı sıra sosyolojik ve felsefik alt yapı gerektirmektedir. Bu noktada onun diğer eserlerindeki fikirlerin de çok kıymetli olduğunu belirtmek lazım. Bu seneki şiir enstalasyonumuz için, İdeolocya Örgüsü, Tanrı Kulundan Dinlediklerim, Kafa Kâğıdı, O ve Ben eserlerinden faydalandık. Enstalasyon içerisinde bu fikir akışını takip edeceğiz. Önceki sergilerimizde yaptığımız gibi, bir dramaya dönüştürerek, misafirlerimizi ruhen o akışa sokmaya gayret ediyoruz. Vefatının 40. Senesi olması sebebiyle, 100’den fazla yazılmış eser arasından 40 eser seçilerek okuyucuyla buluşturulacak. Bu sebeple Vakfımız olarak etkinliğin çatısını “40 Yıl 40 Eser” olarak ifadelendirdik. Dolayısıyla hem enstalasyon içerisinde, hem sergimizde bu eserlere atıflar olacak. Arzumuz, ziyaretçilerimizin hem Sakarya Türküsü şiirindeki derinliklere nüfuz etmesini kolaylaştırmak hem de onların Üstad’la olan ilişkisini daha da yakın hale getirmek. Bu vesileyle herkesin ziyaretlerinin keyifli olmasını temenni ediyor, şimdiden gelecek olan misafirlerimize teşekkürlerimizi iletiyoruz.